Tavuk ve Civcivlerde Kanlı İshal Hastalığı ve Tedavisi?

Halk arasında kanlı ishal olarak da bilinen bu hastalığın esas adı kanatlı Koksidiyozis hastalığıdır . Koksidiyoz bütün dünyada kanatlı üretimi açısından çok önemli olan ve Eimaria denilen hücre içi parazitleri tarafından oluşturulan bir bağırsak hastalığıdır. Tavuklarda hastalık yapan Eimaria’nın 7 türü keşfedilmiştir. Bu 7 türün her biri bağırsakta başka bölümlerde hasar meydana getirmekte ve farklı şiddetlerde hastalık yaratmaktadırlar.
Koksidiyoz hastalık etkenleri Emaria acervulina , brunetti, maxima , mitis , tanella, necatrix ve preacox olup, bazı dezenfektanlara karşı direnç gösterebilmektedirler. Klorokrezol ve amonyak ise bu etkenlere karşı başarılı çalışmaktadır.
Tavuk ve Civcivlerde Koksidiyoz Nasıl Bulaşır?
Hastalığın doğal bulaşma yolu çevresel koşullara ve dezenfektanlara dirençli olan bu etkenlerin dışkıdan ağız yani sindirim yolu ile alınması şeklinde olmaktadır . Tavuklarda hastalık alındıktan 4-7 gün sonra şekillenmeye başlar. Genellikle 3-6 haftalık yaştaki hayvanlarda etkili olur. Erişkin damızlık ve yumurtacılar da ise oluşmuş doğal bağışıklık sayesinde hastalığa çok nadir rastlanmaktadır .
Koksidiyoz Hastalığında Ne Gibi Belirtiler Görürüz?
- Hayvanların dışkılarında ya bir miktar kan yada tamamen kanlı dışkılama görülür.
- Yemden yararlanma düşer.
- İştahsızlık vardır.
- Kilo kaybı meydana gelir .
- İbik ve mukozalar solgundur .
- Ölüm hızı yüksektir.
Tavuk ve Civcivlerde Koksidiyoz Tanısı Nasıl Konulur?
Ölü hayvanların karnı açılıp otopsi yapıldığında;
- Acervulina orta bağırsağın üst tarafı ve duodenumun mukozal yüzeyinde meydana getirdiği beyaz noktalar ile karakterizedir .
- Maxima orta bağırsağın seroz yüzeylerinde peteşi (kırmızı kanama noktaları) ile tanınmaktadır. Bu yüzeyden kazıntı alınarak mikroskopta incelenmesi gerekir .
- Tanella, Necatrix ve Brunetti ise kanlı dışkılamaya neden olan etkenlerdir. Sekum mukozasındaki kanamalar E. Tanella’yı işaret eder. Mukozadan kazıntı alınarak mikroskopta incelenmesi kesin tanı için gereklidir.
- Necatrix 6 haftalıktan büyük hayvanları etkileme yönüyle daha iyi ayırt edilmektedir.
- Brunetti rektum, sekum ve kolonda kanamalara sebep olmaktadır .
Koksidiyoz Hastalığından Koruma ve Kontrol Önlemleri Olarak Neler Yapılabilir?
Koksidiyoz hastalığı ile mücadelede koruma esastır. Bu amaçla en doğru koruma aşılamalar ile mümkündür. MSD firmasının Paracox 8 canlı aşısı ve Livacox T aşıları 5-9 günlük yaştaki civcivlere içme sularına verilerek Koksidiyoza karşı güvenli bir yaşam sürmeleri sağlanabilir.
Bir diğer koruma şekli olarak da yumurtacı tavukların yemlerine civciv dönemlerinden ölene dek yem rasyonlarına antikoksidiyal ilaçlar katılmasıyla sağlanabilir.
Kümese yabancı kişiler yaklaştırılmamalı ve çalışan dışındaki kişiler içeri sokulmamalıdır .
Kümes içinde ve kümes dışında giyilen terlik ,çizme, ayakkabılar ayrı olmalıdır . Kümes girişinde değiştirilmelidir.
Kümese giren çıkan bakıcı kişiler belirli olmalı ve sadece o kümese girmelidirler .
Modern işletmelerde uygulanan biyogüvenlik kuralları uygulanmalıdır .
Yetiştirme dönemleri arası boşlukta kümesteki gübre uzaklaştırılmalı, ardından kümes zemini duvarları yemlik ve sulukları çok iyi yıkanmalıdır. Kümes içerisinde en ufak bir gübre ve kir kalıntısı kalmamalıdır. Yıkama işlemi sonrasındada tüm kümese dezenfektan ilaçlar uygulanmalıdır. (Quanter amonyum bileşikleri , Formaldehit bileşikleri, Organik asitler)
Tavuk ve Civcivlerde Koksidiyozis Tedavisi?
Antikoksidiyal kimyasallar , duyarlı koksidiyoz etkenlerini (Eimaria) etkin bir şekilde baskılamaktadır. Fakat bu ilaçların yaygın kullanımında karşı bazen direnç gelişebilmektedir.
Özellikle sıvı ürünler klinik salgının tedavisinde etkili olarak kullanılmaktadır.
Direnç oluşumunun önüne geçmek için tek bir ilaca duyarlılığın azalmaması için ara ara kullanılan bu maddeler değiştirilmelidir. Rotasyonla kullanılmalıdır .
Etki sınıflarına göre incelersek bu ilaçlar :
- Halofuginone, Amprolium , Decoquinate gibi parazitin metabolizmasını etkileyen ilaçlar.
- Monensin , Lasalocid , Narasin , Maduramycin ve Salinomycin gibi iyonik transferi bozan iyonofor grubu ilaçlardır.
Özellikle 2. Gruptaki ilaçlar güncel olarak koksidiyosız kontrolünün ana dayanağını oluşturmaktadırlar .
Ancak tüm antikoksidiyal ilaçlara karşı direnç oluşum sorunu olabileceği için kullanımlarında standardın dışına çıkmadan yapılmasına özen gösterilmelidir .
İyonoforlara karşı şekillenen direnç kiyasal ürünlere karşı oluşan dirençten kıyaslandığında oldukça yavaş gelişir. Buna karşın hastalığın kontrol altında tutulmasında kimyasallar kadar güçlü değildirler. İyonoforları üstün kılan özellikleri konakçı da koksidiyalara karşı doğal bağışıklığı da uyarmaları ve performansa sağladıkları katkıdır.
Örneğin bu ilaçların dönüşümlü olarak kullanımı direnç gelişiminin önüne geçmek için önemli bir uygulama şeklidir .
Yorum Yap