Tavukların İçme Suyu Kalitesi Önemi, Su Kalitesi Nasıl Yükseltilebilir?

Tavukların İçme Suyu Kalitesi Önemi, Su Kalitesi Nasıl Yükseltilebilir

Tavukçulukta sağlıklı üretim ve verimli sonuçlar elde etmek için suyun kalitesi çok büyük önem taşımaktadır. Zira su yetiştirme yönü ne olursa olsun , kanatlıların en çok tükettiği besin ve taşıt maddesidir, hayati bir öneme sahiptir . Kanatlılar için su vücut ısısının ayarlanması , sindirim fonksiyonu , metabolizma faaliyetleri ve en sonunda da vücutta oluşan yararsız atıkların vücuttan uzaklaştırılması gibi temel işleve sahiptir . Kanatlıların bu denli çok tükettikleri ve bir o kadarda hayati işleve sahip olan suyun güvenilir kaynaklardan temin edilmesi bu nedenlerle çok önemlidir . Kanatlılar normal koşullar altında tükettikleri yemin en az iki katı su içerler ki bu miktar aşırı sıcaklarda ve bazı özel koşullarda üç kat ve üzerine çıkabilmektedir .

Çevre sıcaklığı da kanatlıların su tüketimine etkili olmaktadır . Bu gibi sıcak ortamlarda suyun sıcaklığının fazla yüksek olması kanatlıların içme isteğini azaltacaktır . Optimum içme suyu sıcaklığı 10-15 derecedir. Serin suyu daha iştahlı içeceklerdir . Su depolarımız mümkünse güneş ışığına temas etmeyen yerlerde durmalıdır. Güneş ışığı altındaki depolarda yosunlaşma ve mikroorganizmal üremeler daha rahat olabilmektedir .

Temel çözücü ve taşıyıcı madde olan suyun bileşimi sağlıklı tavukçuluk yapılmasında ve performans artışında önemli bir role sahiptir . Su kimyasal veya mekanik olarak arıtılmadığı sürece , doğal bileşimi içerisinde çözünmüş halde organik tuzlar , inorganik maddeler , ağır mineraller ve metaller , bazı türde mikroorganizmaları ihtiva eder .

Kanatlı çiftliklerinde kullanılan içme suyu ister kuyu suyu isterse de şebeke suyu olsun , mikroorganizma yükü dışında kalan diğer olumsuzlukları giderilmesi imkansıza yakın maliyetli işlemler gerektirir . Örneğin kanatlıların tüketimine sunulan suyun sakıncalı düzeyde nitrit , kükürt veya ağır metaller ihtiva etmesi durumunda içme suyu kaynağını değiştirmekten başka çare bulunmamaktadır . Bu açıdan içme suyu kalitesi , kanatlıların tüketimine sunulan suyun arzu edilen kriterlere ne kadar uygun olduğuyla alakalıdır . Suyun bileşimine müdahale etmek çok mümkün olmadığına göre içme suyu kalitesini belirleyen kriterleri bilmek bizim için şunları ifade edecektir:

  • Kanatlılarımızın tüketimine sunduğumuz su içerik bakımından kanatlı sağlığı ve performansını olumsuz yönde etkileyecek düzeyde organik veya inorganik maddeler barındırmakta mıdır?
  • İçme suyu olarak verdiğimiz bu su içerisinde kanatlı sağlığını bozacak ve dolayısıyla enfeksiyonlara veya başka bozukluklara yol açabilecek başta adi bakteri dediğimiz koli form grubu mikroorganizmalar olmak üzere mikrobiyel kirlilik ne düzeydedir ?

İlk maddede ki olumsuzlukları yok etmede , içme suyu kaynağını değiştirmek maliyeti bakımından en mantıklı yoldur . Çünkü su içerisindeki çözünmüş organik ve inorganik maddelerin ayrılması için milyon liralarla ifade edilebilecek teknolojiler hatta tesisler kurmanız gerekebilir.

İkinci maddede ki olumsuzluklarla mücadele için ise bazı kimyasallar, fiziksel yöntemler ve ultra viyole ışınları gibi çok daha maliyetsiz yöntemler yeterli olabilmektedir .

Kanatlılar için uygun görülen içme suyu kalitesine ilişkin kriterler şu şekilde tablolanabilir:

KRİTERLER LİMİTLER
Toplam Katı Madde 300-500 ppm
Total Sertlik 60-180
PH değeri 6,4 – 7,5
Total Bakteri 100.000
Koliform Bakteri 0
Nitrat 20 ppm
Sülfatlar 125 ppm
Demir 0,3 mg
Bakır 2,5 ppm
Kalsiyum 60 mg
Magnezyum 30  mg
Manganez 0,05mg
Çinko 1,5 mg
Flor 0,06 mg
Cıva 0,002 mg
Kurşun 0.05 mg
Sodyum 35 ppm
Klorit 25 ppm
Fosfat 5 ppm
Amonyum 2 ppm

Yetiştiriciler kendi kümeslerinin su kalitesini alacağı su numuneleriyle kendi şehirlerindeki Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Müdürlüğüne bağlı Halk Sağlığı Laboratuvarlarına başvurarak düşük bir ücret karşılığı analiz ettirebilmektedirler .

Altı ayda bir en azından yılda bir defa yaptırılan bu analizlerle hayvanlarımızın sağlıklı suya ulaşıp kaliteli bir üretim yapıp yapmadıklarını belirlemiş oluruz .

İçme suyu kaynakları kendi içlerinde değerlendirildiğinde , şehir şebeke sularının rutin analizlerle devlet tarafından kontrol edilmesinden dolayı bu kriterleri genellikle aşmadığı, ancak sondaj( kuyu ) sularının fazla derinden çıkartılmadığı durumlarda özellikle yağışlardan veya diğer yüzey sularından bulaşıklıklar olarak nitrit, nitrat , ağır metaller veya bakteriyel bulaşıklığa maruz kalması çok daha olasıdır .

İçme sularını mikroorganizmalardan arındırmak için en çok tercih edilen dezenfektanlar , Klor , İyot, ve Quanter amonyum bileşikleridir .

Klor sarımsı-yeşil renkte boğucu kokuya sahip bir maddedir . Etkin bir dezenfeksiyon maddesidir ve etki spektrumu geniştir . Bakteri ve virus etkinliği yüksek mantarlar için ise daha zayıftır . Dezenfektan etkinliği sulu ortamda hipoklorik asite dönüşerek gösterir . Toksik etkinliğinin azlığı ve uçucu olması sebebiyle yaygın olarak içme sularının dezenfeksiyonunda ve kümes ekipmanlarının hijyeninde kullanılmaktadır .

Klorun en önemli kullanım sahası suyun dezenfekte edilme işlemidir . Uygun bir filtrasyon sudaki bakteri sayısını % 95-99 oranında azaltır . Suyun dezenfeksiyonunda hedeflenen ise tüm hastalık yapıcı bakteri ve klinik indikatörleri olan Koliform bakterilerin yok edilmesidir . Klorun suyla bir saatlik ilişki süresinden sonra suda litrede 0.2 mg serbest klorun kalması esastır. Fazla klor ise hoş olmayan bir tattan aşırısı ise zehirlenmeye kadar istenmeyen sonuçlar doğurabilecektir .

İçme sularının dezenfeksiyonu amacıyla direk klor yerine bulundukları ortama daha yavaş klor salan hipokloritler ve kloraminler kullanılır . % 5 lik sodyum hipoklorit ihtiva eden solüsyonlar yaygın olarak içme sularının dezenfeksiyonunda kullanılır . Bu sodyum hipoklorit ambalajlarından 100 litre içme suyu için 6 mililitre miktarında katılarak içme suyunun klor yoğunluğu 3 ppm dolayında ayarlanmış olur ve buda yeterli bir oran olacaktır . Klorun emniyet payı ve toleransı geniş olmakla birlikte  5 ppm’lik bir yoğunluğa kadar çıkılabilmektedir .

SU HATTI , SULUKLAR VE DEPOLARIMIZ TEMİZ Mİ?

Kanatlı hayvanlarımızın sağlığından emin olmak ve potansiyel verimlerine ulaşabilmek ve karlı bir iş yapabilmek için günlük olarak temiz ve sağlıklı suyu onlara sunmamız gerekir . Zira su depolarında , su borularında , ve suluklarda zamanla tortulaşma ve yumuşak , yapışkan bir balçıklaşma oluşur . Meydana gelen bu organik kirlere zamanında müdahale edilmediğinde mikroorganizma üreten bir kaynak haline gelir . Bu nedenle iki üretim arasındaki bir boşlukta ve ya başka bir yolla sulama yapılarak, mevcut su depolarımız ve su borularımız Peroksidal bileşiklerle , organik çözücülerle veya hidroklorik asit kullanılarak temizlenmesi gerekmektedir .Bu organik tortu ve balçıklar zamannın da müdahale edilmediği taktirde mekanik olarakta su hatlarını tıkayabilmekte ve hayvanlarımıza suyun gelişini kalıcı olarak engellenebilmektedir . Örneğin dönem aralarında su tankları boşaltılıp fırçalar ile ovularak kaba temizliği yapılmalıdır. Ardından  kapalı su sisteminin dezenfeksiyonunda ticari olarak satılan sitrik asidin %0,8 lik oranında seyreltilmesinden sonra 100 litre suya 1 litre bu maddeden katılarak hattın büyüklüğüne göre de gerekirse 300-500 litre sıvı aynı bu şekilde hazırlanarak su hattına verilmelidir . En az 24 saat ilaçlı sıvının su deposu ve hattımızın içinde kalması sağlandıktan sonra su hattı boşaltılmalıdır. Ardından bir kezde bütün sistemden  normal su geçirilir .

    Yorumlar

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir